iğneada

Milli Park statüsünde korunan ormanlar, bir sürpriz gibi karşınıza çıkıveren gölleri, ıssız patika yolları, Karadeniz’in hırçın dalgalarının dövdüğü bakir kumları, bir sobanın etrafında toplanıp sohbet edebileceğiniz kahvehaneleri ve salaş balıkçı lokantalarıyla sizi başka bir boyuta taşıyor.

Yağmurluğunuz ve lastik çizmeleriniz üzerinizdeyse, hemen her adımda ayrı bir keşif yapmak üzere patika yollardan birine dalın. Gürgen, kızılağaç, karaağaç, dişbudak, kayın, meşe, kavak ve söğüt ağaçlarının arasında, kimi simsiyah borazan çeklinde, kimi dev bir şemsiyeyi andıran onlarca çeşit mantarın görüntüsüyle büyüleneceksiniz. Ancak dikkat; zehirli olabilirler.

İğneada ve 7 kilometre batısındaki Limanköy’de gelişmeye başlayan eko turizm nedeniyle pek çok insan evini pansiyon olarak turizmin hizmetine sunuyor. İğneada merkezde çok sayıda otel, pansiyon ve ev pansiyonu bulunuyor. Burada otantik bir evin alt katının kafeye dönüştürüldüğü Kofra Koliba’da yöre mutfağından yemekleri tadabilirsiniz.

İğneada 2011 otel fiyatları da yıl içinde oldukça uygun. Tüm yıl hizmet veren tesisler bulunuyor ve İğneada otel fiyatları mevsime göre fazla değişiklik göstermiyor. Ancak en güzel zamanı bana kalırsa sonbahar. İğneada 2011 otel fiyatlarının da uygun olduğu pansiyon ve motellerde kalarak, bu beldenin tadını çıkarın.

Limanköy’ün ıhlamur ve meşe balını ve marmelatlarını tadın. Orman içinde, Sislioba Kalesi’ni, Demirköy’deki tarihi dökümhaneyi, Dupnisa Mağarası’nı ve Beğendik Köyü’ndeki sazdamlı tek katlı yapıları görmeden dönmeyin.

Filed under: Oteller on Haziran 22nd, 2011